sayfa içeriği
  • https://www.facebook.com/MaddiTazminat/
Ana Başlıklar


Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi7
Bugün Toplam308
Toplam Ziyaret920365
Site Haritası

Bilirkişinin Nitelikleri

Öncelikle bilirkişi olmak için bir takım şartların varlığı gerekmektedir. Bu şartlar, Bölge Adliye Mahkemesi Adli Yargı Adalet Komisyonlarınca Bilirkişi Listelerinin Düzenlenmesi Hakkında Yönetmelik Madde 7 ve 11’de sayılmıştır. Buna göre:

Listeye kabul şartları
MADDE 7 – (1) Listeye kayıt olabilmek için aşağıdaki şartlar aranır:
a) Başvuru tarihinde fiil ehliyetine sahip olmak,
b) Bilirkişilik yapacağı alanda en az üç yıllık meslekî deneyime sahip olmak,
c) Affa uğramış, ertelenmiş olsa dahi Devlete karşı işlenen suçlar ile zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflâs gibi bir suçtan veya kaçakçılık, resmî ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, gerçeğe aykırı bilirkişilik yapma, yalan tanıklık ve yalan yere yemin suçlarından biriyle hükümlü bulunmamak,
ç) Disiplin yönünden meslekten ya da memuriyetten çıkarılmamış olmak veya sanat icrasından geçici olarak yasaklı durumda olmamak,
d) Daha önce kendi isteği dışında bir bilirkişi listesinden çıkarılmamış olmak,
e) Komisyonun yargı çevresinde oturmak veya meslekî faaliyetini icra etmek,
f) Başka bir komisyonun listesinde kayıtlı olmamak,
g) Meslek mensubu olarak görev yapabilmek için mevzuat tarafından aranılan şartları haiz olmak,
ğ) Mesleğini icra edebilmek için herhangi bir meslek kuruluşuna kayıtlı olmak zorunda olanlar için, kayıtlı olunan meslek kuruluşunun mevzuatına göre bilirkişilik yapabilmek için uzmanlık alanını gösteren sertifika, uzmanlık belgesi, yetki belgesi ve benzerlerinin alınmasının zorunlu olduğu hallerde bu belgeye sahip olmak.
Yemin ve etik ilkeler
MADDE 11– (1) Listeye ilk defa kabul edilenler ile listeden kendi isteğiyle çıkarılıp yeniden kabul edilenlere, ilk derece mahkemesi il adli yargı adalet komisyonunca, daha önce belirlenen ve ilân edilen tarihlerde Kanunun 271 inci maddesi uyarınca yemin ettirilir.
(2) Listeye kayıtlı olan bilirkişiler ile liste dışından görevlendirilen bilirkişiler görevlerini yaparken aşağıdaki etik ilkelere uygun davranmak zorundadırlar:
a) Bağımsızlık,
b) Tarafsızlık,
c) Dürüst davranma ve doğruyu söyleme,
ç) Görevini bizzat yerine getirme,
d) Sır saklama,
e) Eşitlik ilkesine uygun davranma,
f) Mesleki davranış ilkelerine ve meslek etiğine uygun davranma,
g) Ehliyet ve liyakatle hareket etme,
ğ) Temel yargılama ilkelerine uygun davranma.

Bu genel şartların yanında aşağıdaki hususlarda da niteliklerinin uygun olması gerekir:

  • Bilirkişiler yerine getirdikleri görev nedeniyle medeni haklarını kullanma ehliyetine (fiil ehliyetine) sahip olmalıdırlar.  (Kadastro K. Md. 3 V buna örnek gösterilebilir.) Ancak, özellikle teknolojinin gelişmesi ve teknolojik bilgi ve tecrübenin yaşının küçülmesi nedeniyle özel bilgi ve beceriye sahip mümeyyiz küçüğün de bilirkişiliğinden istifade edilebileceği yadsınamaz. Buna göre bilirkişinin asgari farik ve mümeyyiz olmasının yeterli olabileceği değerlendirilebilir.
  • Fiil ehliyeti yanında bilirkişinin mesleki ehliyete de sahip olması gerekir. Ehliyetten maksadın, asgari ortalama bir bilginin üstünde ayrıcalıklı ve özel bilgi ve birikime sahip olunması anlaşılmalıdır. Bilirkişinin kendisine tevdi edilen özel ve teknik konuda gerçekten yeterli, yetenekli ve ehliyetli olması Yargıtay kararlarında da sıkça vurgulanmaktadır.
  • Bilirkişinin tevdi edilen özel ve teknik bilgi gerektiren konuda uzman olması gerektiği, CMK ve HMK’da açıkça belirtilmiştir. Bilirkişi adındaki “Bilir” ön-eki de zaten bunu çağrıştırmaktadır. Ancak, bu uzmanlığın ispatı konusunda bir değerlendirme gerekmektedir. Bölge Adliye Mahkemesi Adli Yargı Adalet Komisyonlarına bu konuda çok iş düşmektedir. Çünkü bu komisyon değerlendirmeyi müracaat belgeleri üzerinden yapmakta ve nadiren de olsa müracaatı kabul etmemektedir.
  • Bilirkişiliğin bir diğer önemli niteliği ise tarafsızlığıdır. Mecelle kanundan beri özellikle bu hususa kanunlarda sıkça vurgu yapılmaktadır. Bilirkişinin hukuki sorumluluğu için tarafsızlık konusu çok önem arz etmektedir. Tarafsızlığını yitiren, yargılamanın sonucunda elde edilecek maddi gerçeğe ulaşmayı engelleyen, delilleri karartan bilirkişiler ile bu hususta bilirkişiler üzerine baskı kuranlar hakkında çeşitli cezai hükümler koyulmuştur. Usul kanunlarında, bu tarafsızlığı güvence altına almak maksadıyla, yemin verdirilmesi, bilirkişi reddi, bilirkişilikten çekinme, verilen bilirkişi raporuna itiraz gibi müesseseler oluşturulmuştur. Bilirkişi tarafsızlığını bir adım daha ileriye götürerek, hatta kendisine görevi tevdi eden yargıç karşısında bile tarafsız olmalıdır diyebiliriz. Yargıç raporuna etki edecek derece bilirkişiye telkinde bulunabiliyorsa zaten bilirkişiye ihtiyaç duymuyor demektir. Ancak bu telkin ile bilirkişiye raporunu hazırlaması için verilen talimatları da karıştırmamak gerekir.