sayfa içeriği
  • https://www.facebook.com/MaddiTazminat/
Ana Başlıklar


Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam350
Toplam Ziyaret828355
Site Haritası

Hizmet Kusuru

İdarenin yürüttüğü hizmetlerdeki tüm eylem, görev ve işlemlerine ilişkin olarak, kamu görevlilerinin kusurlu davranışlarından idarenin sorumlu tutulmasına hizmet kusuru denir[1] [2]. Hizmet kusuru, idare hukukuna ait bir sorumluluktur. İstihdam edenin sorumluluğu gibi dolaylı değil, doğrudan bir sorumluluktur. Doktrinde hangi durumların hizmet kusuru olacağına ilişkin bir fikir birliği görülmektedir. Buna göre hizmet kusuru,; Hizmetin kötü işlemesi, hizmetin geç işlemesi, hizmetin hiç işlememesi ana başlıklarında toplanabilir[3]. Danıştay’ın yerleşmiş kararlarına da bu husus yansımaktadır. Bknz. Sonnot[i]. Danıştay kararlarından yola çıkılarak bu başlıkları biraz açarsak:

(1)  Hizmetin Kötü İşlemesi

En yaygın olarak ortaya çıkan hizmet kusurudur. Tam bir tanımı olmasa da, idarenin eylem ya da işlemini yaparken sunulan hizmet gereği gibi yapılmamış, gerekli özen, dikkat gösterilmemiş, gerekli kalitede sunulmamış ise hizmetin kötü işlemesinden söz edilebilir. Yargı kararlarından buna ilişkin örnekler sonnot olarak eklenmiştir[ii].

(2)  Hizmetin Geç İşlemesi

Hizmetin geç ya da yavaş işlemesi bir hizmet kusurudur. Aynı şekilde tam bir tanımı mevcut değilse de, idarenin yapması gereken işlemi geciktirmesi, yavaşlatması, makul süreyi bariz şekilde aşması gibi eylem ve işlemleri örnek olarak sayabiliriz. Somut olaydan yola çıkılarak olayın özelliklerine göre hizmetin geç işlemesinden söz edebiliriz. Yargı kararlarından buna ilişkin örnekler sonnot olarak eklenmiştir[iii].

(3)  Hizmetin Hiç İşlememesi

Hizmetin hiç işlememesi hususu da hizmet kusuru sayılmakta ve idare tazminata mahkûm edilmektedir. Bu husus içtihatlarda özellikle trafik, bayındırlık çalışmaları, kolluk güçlerinin işe karışmaması gibi durumlarda kendini göstermektedir. Doktrinde, idare bir hizmetin görülmesi konusunda yükümlü tutulmuşsa (bağlı yetki) hizmet kusuru sayılmasını; idareye hizmeti görüp görmemekte takdir hakkı verilmişse (takdir yetkisi) hizmet kusuru sayılmamasına ilişkin görüşler vardır[4]. Yargı kararlarından buna ilişkin örnekler sonnot olarak eklenmiştir[iv].

(4)  Hizmet Kusuruna İlişkin Diğer Hususlar

        (a) Kanıt Sorunu

İdarenin kusurlu olduğunun kanıtlanması, idarenin eylem ve işlemlerinden zarar gören tarafa düşer. Davacı, idarenin kusurunu kanıtlayamazsa, idari yargı yeri davayı reddeder. Bu durumda Danıştay eğer şartları uyuyorsa “kusursuz sorumluluğa” gitme eğilimdedir.

       (b) Kişisel Kusur ile Hizmet Kusurunun Ayrılması

Kamu görevlilerinin idareye karşı sorumlu olabilmeleri için, kişisel kusurlarının olması gerekir. Ancak, kamu görevlilerinin hangi davranışlarının hizmet kusuru, hangi davranışlarının kişisel kusur olduğu konusunda gerek doktrin ve gerekse yargı içtihatlarında tam bir açıklık yoktur. 1982 Anayasası 129’uncu maddesinde ve Devlet Memurları Kanunu’nun 13’ncü maddesinde kamu görevlisi aleyhine değil de idare aleyhine dava açabilme şartı getirilmiştir. Bu durum hizmet kusurunun kişisel kusur aleyhine genişleme eğilimine neden olmuştur.

Kamu görevlilerinin, hizmet dışında ve hizmetle herhangi bir ilişkisi bulunmayan bir davranışları neticesinde zarar doğmuş ise görevlinin bu kusurlu tutum ve davranışının kişisel kusurunu oluşturacağından şüphe yoktur. Bu durumda idari hukuk kuralları değil özel hukuk kurallarının uygulanacağı aşikârdır.

Kamu görevlisinin hizmette iken ya da hizmetle ilgili olarak kusurlu tutum ve davranışının suç oluşturması ya da hizmeti yürütmesi sırasında ağır bir kusur işlemesi veya düşmanlık, siyasal kin gibi kötü niyetle zarara neden olması genel olarak kişisel kusur sayılmaktadır. Bununla beraber örneğin yönetim bu suç işlenirken gerekli gözetim görevini yapmamışsa hizmet kusuru da oluşur. Bunlardan birisinin varlığı diğerini ortadan kaldırmaz[5]. İdari yargı içtihatlarına bakıldığında, hizmetle ilgili ya da hizmet içinde olmak kaydı ile kişisel kusur sayılabilecek durumlar üç başlıkta toplanabilir[6]:

  • Suç niteliği taşıyan kusurun varlığı. Kamu taşıtlarını kusurlu olarak kullanan şoförlerin yaptıkları kazalarda cana ya da mala zarar verenler; acemilik, tedbirsizlik, dikkatsizlik gibi nedenlerle kişilere ve eşyaya, mala zarar verenlerin kusurları kişisel kusur olarak kabul edilip, adli yargıda davalara bakılması gerektiği görüşü giderek işlerlik kazanmaktadır.
  • Ağır kusurun varlığı. Kamu görevlisinin tutum ve davranışı çok ağır bir kusuru oluşturuyorsa, kişisel kusurundan söz edilebilir. Yasanın açıkça belirtmesine rağmen kasti olarak yasayı yanlış uygulayan ya da hiç uygulamayan kamu görevlisinin durumu, ağır bir kusuru oluşturabilir.
  • Kasıtlı kusurun varlığı. Kamu görevlisinin görevlerini yerine getirirken, kin, kötülük etme isteği, düşmanlık, öç alma gibi nedenlerle zarar verici eylem ya da işlemlerde bulunması kişisel kusuru oluşturabilir.


[1] GÖZÜBÜYÜK Şeref, Yönetsel Yargı, Turhan Kitapevi, 33. Bası, Ankara 2013, s.288.

[2] Günday, Metin, İdare Hukuku, Ankara 2003, s.332.

[3] GÖZÜBÜYÜK Şeref, Yönetsel Yargı, Turhan Kitapevi, 33. Bası, Ankara 2013, s.289.

[4] Günday, Metin, İdare Hukuku, Ankara 2003, s.337.

[5] GÖZÜBÜYÜK Şeref, Yönetsel Yargı, Turhan Kitapevi, 33. Bası, Ankara 2013, s.299.

[6] GÖZÜBÜYÜK Şeref, Yönetsel Yargı, Turhan Kitapevi, 33. Bası, Ankara 2013, S.302.



[i] Hizmet Kusuru tasnifine ilişkin yargı karar örneği:

  • İdarenin kamu hizmetinin yürütülmesinden doğan zarardan sorumlu tutulmasını gerektiren kuramlardan birisi hizmet kusurudur. İdarenin yürütmekle yükümlü olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmekte ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açmaktadır. (Danıştay İd.D.Gn.Krl., 28.04.2011, E.2008/909 ,K.2011/278)

[ii]Hizmetin Kötü İşlemesine ilişkin yargı kararlar örnekleri:

  • Kamu görevlilerinin idari bir tasarruf yaparken, mevzuatın, üstlenilen ödevin ve yürütülen hizmetin kural, usul ve gereklerine aykırı olarak, kendilerine izafe edilebilecek boyutta ve biçimde, ancak yine de resmi yetki, görev ve olanaklarından yararlanarak yaptıkları eylem ve kusurlarının, idareden ayrılamamaları nedeniyle görevle ilgili olarak işlenen "görev kusuru" niteliğinde hizmet kusurunu oluşturduğu… (Danıştay Onuncu Dairesinin 21.12.2009 günlü, E:2007/7992, K:2009/10698 sayılı kararı)
  • İdarenin kamu hizmetinin yürütülmesinden doğan zarardan sorumlu tutulmasını gerektiren durumlardan birisi hizmet kusurudur. Genel olarak hizmet kusuru, bir kamu hizmetinin kuruluş ve işleyişindeki aksaklık ve bozukluk olarak tanımlanmaktadır. (Danıştay İd.D.Gn.Krl., 21.04.2011, E. 2007/1172,K.2011/254)
  • Hayvanlara tatbik edilen … aşının … hayvanların tamamını öldürdüğü… (27.12.1946 gün ve E.46/2786, K.46/736);
  • … olayda, idarenin terör örgütü ile mücadelesinde kullanılan mühimmatın patlamış veya patlamamış olanlarından bazılarının, vatandaşların yaşadığı alanlara düştüğü ve bu maddeleri bu bölgelerden temizlemekle yükümlü olan idarece yürütülen hizmetin kötü işlemesi neticesinde meydana gelen zarardan… (Danıştay Onuncu Dairesinin 09.02.2011 günlü, E:2007/6868, K:2011/537 sayılı kararı)
  • …halkın can ve mal emniyetinin korunması şeklinde ortaya çıkan kamu hizmetinin düzenlenmesindeki yetersizlik, diğer yandan kamu personeli üzerindeki denetimin gereğince yapılmamış olmasından dolayı hizmetin kötü işlemesi biçiminde gerçekleşerek idarenin kamu hizmetinin yürütülmesindeki kusurunu ortaya koyduğu… (Danıştay Onuncu Dairesinin 06.02.2009 günlü, E:2006/1212, K:2009/652 sayılı kararı), (Danıştay Onuncu Dairesinin 12.10.1999 günlü, E:1997/3568, K:1999/4782 sayılı kararı)
  • Anayasanın 125 inci maddesi uyarınca idare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür. Kamu idareleri gerçekleştirmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerini gereği gibi yerine getirmek zorunda olup, bu yükümlülüğü hiç veya gereği gibi yerine getirmeyerek hizmetin kötü işlemesi ve bu yüzden bir zarara neden olunması halinde zararı tazminle yükümlü olacaktır. (Danıştay Onuncu Dairesinin 25.10.2005 günlü, E:2002/1860, K:2009/652 sayılı kararı)
  • …il sınırları içinde huzur ve güvenliğin, kişi dokunulmazlığının, tasarrufa yönelik emniyetin kamu esenliğinin sağlanmasının önleyici kolluk yetkisinin valinin ödev ve görevlerinden olduğunun kurala bağlandığı, kişilerin can ve mal güvenliğinin korunması ve sağlanmasının devletin en başta gelen görevlerinden olduğu, idarenin önlemekle yükümlü olduğu fakat önleyemediği üçüncü kişilerin devlete yönelik ve devletin anayasal düzenini yıkmayı amaçlayan eylemleri sonucu ortaya çıkan zararları tazmin yoluyla gidermesi gerektiği, böylece kendi kusur ve eylemleri sonucu meydana gelmeyen zararların gerçek ve tüzel kişiler üzerinde bırakılmayıp topluma pay edilerek giderilmesinin idare hukukunun ve hak ve nesafet kurallarının gereği olduğu, protesto eylemlerinin başlamasından otelin yakılmasına kadar geçen yedi saate yakın bir süre kalabalığı dağıtmaya veya başka şekilde etkisiz hale getirmeye yönelik çalışmaların yetersizliği ya da dağıtılması halinde başkaca olaylar çıkabileceği endişesiyle dağıtmak istemeyen idarenin hizmet kusurunun bulunduğu, hizmetin kötü işlemesi hatta bir süre hiç işlememesi nedeniyle olayların meydana geldiği… (Danıştay Onuncu Dairesinin 25.10.2005 günlü, E:2002/1860, K:2009/652 sayılı kararı)
  • …davacının henüz 2. derecenin 3. kademesinde iken emeklilik talebinde bulunması ile kurumunca sehven 1. derecenin 1. kademesine intibakının yapılması ve emekli kesenek ve kurum karşılıklarının bu derece ve kademe üzerinden yatırılması arasında illiyet bağı bulunduğu açık olduğundan, hizmetin kötü işlemesi şeklinde ortaya çıkan hizmet kusuru nedeniyle… (Danıştay On Birinci Dairesinin 30.05.2007 günlü, E:2005/5144, K:2007/5685 sayılı kararı)
  • Hizmetin kötü işlemesi, hizmetin gereği gibi yapılmamış olması, hizmetin beklenen özen, dikkat ve kalitede yapılmaması, …olarak tanımlanmaktadır. (Danıştay On Üçüncü Dairesinin 02.12.2005 günlü, E:2005/2625, K:2005/5753 sayılı kararı)
  • Verilmiş disiplin cezasının infazı için Disiplin Cezaevinde yatmakta iken, burada yatmakta olan tutuklu bir erin ağır müessir fiili sonucu sakatlanan erin uğradığı zararın, hizmet kusuru esasına göre idarece tazmini gerekir. (AYİM İkinci Dairesinin 15.11.2000 günlü, E:1996/617, K:2000/812 sayılı kararı)
  • Hırsızlıktan kuşku duydukları davacı ere karşı fena muamelede bulundukları anlaşılan idare ajanlarının bu maddi eylemlerinden yılarak nezarethaneden kaçan davacının, soğuktan ayaklarının donması ve bilahare her iki ayağının da kesilmesi nedeniyle uğradığı zararın hizmet kusuru esasına göre tazmini zorunlu bulunmaktadır. (AYİM İkinci Dairesinin 14.03.2001 günlü, E:1994/436, K:2001/211 sayılı kararı)
  • Davacının askere sevk edildiği 25.02.2010 tarihinde de askerliğe elverişsizlik kararı verilmesini gerektiren “Mitral tansiyon” rahatsızlığı olmasına rağmen askerlik şubesince askere sevk edildiği, 03.06.2010 tarihi itibariyle aynı rahatsızlık sebebiyle askerliğe elverişsiz olduğu kabul edilerek terhis edildiği, davalı idarece davacıya askerliğe elverişsiz olduğu halde 25.02.2010 tarihinden 03.06.2010 tarihine değin askerlik hizmeti yaptırıldığı bu itibarla davalı idarenin hizmet kusuru içinde bulunduğunun kabulü ile davacının zararlarının davalı idarece karşılanması gerektiği. (AYİM İkinci Dairesinin 06.04.2011 günlü, E:2011/53, K:2011/481 sayılı kararı)
  • Davacı hakkında davalı idarece tesis edilmiş olan askeri öğrencilikten çıkarılma işleminin AYİM tarafından hukuka aykırı olduğu tespit edilerek iptal edilmiş olduğu cihetle; davalı idarenin söz konusu idari işlemin tesisinde hizmet kusuru içerisinde olduğu ve bahse konu hukuka aykırı okuldan çıkarma işleminin Türk toplumunun askerlikten çıkarılan kişilere olumsuz bakması ve davacının okuldan çıkarılması sebebiyle devre arkadaşlarından bir yıl geç mezun olacağı da dikkate alındığında davacının maddi zarar görmesine neden olduğu değerlendirilerek maddi zararlarının hizmet kusuru esasına göre davalı idarece karşılanması gerektiği. (AYİM İkinci Dairesinin 04.05.2011 günlü, E:2010/1181, K:2011/622 sayılı kararı)
  • Davacının, hukuka aykırılığı Mahkeme kararıyla saptanan bir idari tasarrufla Deniz Astsubay Meslek Yüksek Okulundan çıkarıldığı, İdare ajanlarının hukuka aykırı güvenlik soruşturması sonucunu esas olarak tesis ettikleri okuldan çıkarılma işlemi, idarenin hizmet kusurunu ortaya koyduğu, davacının hukuka aykırı olarak hakkında tesis edilen okuldan çıkarılma işlemi nedeniyle hayata geç atılmasından kaynaklanan maddi zararının, idarece, hizmet kusuru esaslarına göre karşılanması gerektiği. (AYİM İkinci Dairesinin 12.10.2011 günlü, E:2010/1236, K:2011/1302 sayılı kararı)

[iii] Hizmetin Geç İşlemesine ilişkin yargı kararlar örnekleri:

  • …askerlik erteleme işlemlerinin gecikmesi nedeniyle, davacının günlük yaşamını etkileyecek ölçüde üzüntü ve sıkıntı duymasına sebebiyet veren idarenin, hizmet kusuru nedeniyle uğranılan manevi zararı tazmini gerekmekte olup… (Danıştay Onuncu Dairesinin 20.11.2007 günlü, E:2005/7545, K:2007/5333 sayılı kararı)
  • 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun, kadrosuz memur çalıştırılamayacağına ilişkin 33. maddesi hükmü ile yukarıda metinlerine yer verilen 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 7. ve 9. maddeleri hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden üç yıl önce belli sayıda müfettiş yardımcısını göreve başlatan idarenin, bunların yeterlik sınavlarının ne zaman yapılacağını ve idarenin hangi derecede kaç kadroya gereksinimi olduğunu bildiği halde kadro değişikliği çalışmalarını 190 sayılı K.H.K. nin 7. maddesinde belirtilen sürede yapmaması nedeniyle hizmet kusuru işlediği açıktır. Bu kusurlu davranış nedeniyle, 2001 yılı Aralık ayında müfettişliğe atanmaya hak kazanan davacının atamasının gecikmesi nedeniyle müfettişliğe atanmayı hak ettiği tarih ile atamasının yapıldığı tarih arasındaki, iki görev arasında oluşan parasal hak farklarının davacının talebiyle sınırlı olmak kaydıyla tazmin edilmesi gerektiği tabiidir. (Danıştay İkinci Dairesinin 14.12.2004 günlü, E:2004/4318, K:2004/1544 sayılı kararı)
  • …kendisine zamanında doğru tanı konamayan ve tedavisinde çok geç kalındığı için yapılan ameliyat sonrası apandisit delinmesine bağlı karın içi zarının iltihabı sonucu gelişen septik şoktan vefat ettiği anlaşılan erin yakınlarının uğradığı zararın hizmet kusuru esasına göre idarece karşılanması gerekmektedir...(AYİM İkinci Dairesinin 10.12.1997 günlü, E:1997/136, K:1997/978 sayılı kararı)
  • Adli Tıp raporuyla hatalı ameliyat yaptıkları anlaşılan askerî tabiplerin ihmali hareketleri sonucu beden bütünlüğünün bozulduğu anlaşılan davacının bu nedenle uğradığı zararın, hizmet kusuru esasına göre idarece tazmini gerekir. (AYİM İkinci Dairesinin 18.10.2000 günlü, E:1996/100, K:2000/635 sayılı kararı)
  • Halsizlik, boğazda ağrı şikayetleri ile acil kaydıyla viziteye çıkan, nöbetçi doktor tarafından muayene edilmeksizin birliğine geri gönderilen ve aynı gün akşamı akciğer enfeksiyonu nedeniyle yatağında ölen erin yakınlarının uğradığı zararın hizmet kusuru ilkesi uyarınca davalı idarece karşılanması gerekir. (AYİM İkinci Dairesinin 15.01.2003 günlü, E:2002/583, K:2003/38 sayılı kararı)

 

[iv] Hizmetin Hiç İşlememesine ilişkin yargı kararlar örnekleri:

  • İdare, yasayla kendisine verilen görevi hareketsiz kalarak yerine getirmediğine, bu hareketsizliği nedeniyle davacının zarara uğramasına sebep olduğuna ve bu hareketsizliği de yasanın amacı karşısında hizmet kusuru oluşturduğuna göre, uğranılan zararı da ödemekle yükümlüdür. (Danıştay İdare D. Gn. Krl. 17.12.199 günlü, E:1998/302, K:1999/1252 sayılı kararı)
  • Doğuştan kalp hastası olan müteveffa erin Silah altında ilen vaki şikayetlerine karşın, zamanında rahatsızlığının teşhis edilmemesi ve yetersiz tedavi sonucu vefat ettiğinin tıbbi bilirkişi raporuyla saptanması karşısında; yakınlarının uğradığı zararın hizmet kusuru esasına göre idarece tazmini gereklidir. (AYİM İkinci Dairesinin 10.12.2001 günlü, E:1999/850, K:2001/882 sayılı kararı)
  • Halsizlik, boğazda ağrı şikayetleri ile acil kaydıyla viziteye çıkan, nöbetçi doktor tarafından muayene edilmeksizin birliğine geri gönderilen ve aynı gün akşamı akciğer enfeksiyonu nedeniyle yatağında ölen erin yakınlarının uğradığı zararın hizmet kusuru ilkesi uyarınca davalı idarece karşılanması gerekir. (AYİM İkinci Dairesinin 15.01.2003 günlü, E:2002/583, K:2003/38 sayılı kararı)
  •